Sesimi Duyan var mı?
Sana olan mırıldanışlarımı, şarkılarımı, şiirlerimi, sözlerimi, yeri geldiğinde sanki karşımdaymışsın gibi boş konuşmalarımı duyan var mı? Bilen var mı? Gören var mı?
Var. Ama henüz duyurabilen yok.
Kimdir duyabilen?
+ Hayat duyuyor, geceler
duyuyor, güneş, ay, yıldız, gökyüzü, evren. Belki de bilmediğim sayısız şeyler.
Nerden biliyorsun
duyabildiklerini?
+ Sen inandığın,
direndiğin, önemsediğin, yalvardığın bir şeyin sana karşı nasıl duygular,
hisler, etkiler, dönüşler bıraktığını duymaz mısın? Görmez misin? Hissetmez
misin?
Biliyor musun? Hiç bir
zaman yan yana kavuşamasak ta, hep gök yüzünde kavuşmuştuk. Bir birimizi
göremesek te Ay’ a tutulup aşkımızı Ay’ a, Ay’ ın güzelliğine benzetmiştik.
Benim aşkım dediğim insan ay kadar parlak, ay kadar güzeldi.
Sesi?
+ yağmur kadar net, yağmur
kadar güzel, yağmur kadar huzur vericiydi.
Peki, ağlayışı?
+ Gök gürültüsü kadar
güzel ama acı, ama dertli. Özlem dolu, hasret dolu, duygu dolu. Kulakları
tırmalayan şiddetli bir ses, deli gibi kavuşmak istercesine, yürekleri
parçalayan, şehir o benimdir dercesine her tarafı kaplayan bir gök gürültüsü
esnasında bulutların şiddetli çarpışmasıyla çakan şimşek, aydınlanan ışık onun
ağlayışı.
Gülüşleri nasıldı peki?
+ günün en güzel vaktinde
açan güneş, arada bir bedene vuran tatlı bir rüzgar, kuşların çıkardığı
anlamlı, tatlı, yine huzur vericiydi.
Korkuyor musun?
+ Hayır.
Korkuyor musun?
+ Hayır!
Korkuyor musun?
+ Evet. ....
Neden?
+ Onu severken aslında
sevemiyor oluşumdan, ona tekrar umut, güven, hayal kurdurtup yine yıkmaktan,
yıkılmaktan, onu tekrar ağlatmaktan, ilgilenememekten çok korkuyorum.
Nereye kadar?
+ .......!
Peki sesini duyurabilen
var mı?
+ Hayat. Şehirler, yollar,
engeller, uzak mesafeler, insanlar.
Peki nerden biliyorsun
duyurabildiklerini?
+ Bizi Ayıranlar, susturanlar
da bunlar değil miydi? Duymasalardı susturabilirler miydi? Engelleyebilirler
miydi?
Ama başta dediğim gibi,
sesimi henüz duyurabilen yok. Çünkü duyurmak isteyen yok.
Ama hayata, engellere,
uzaklara, insanlara emeği geçen herkese teşekkür ederim. Bana çok güzel bir
anı, hatıra ve bakış açısı bıraktılar.
?
Uzak mesafelerin gerçek
değil, efsane olduklarını.
Kavuşabildiklerini değil,
hep ayrı kaldıklarını.
Aşkı değil, bir yalanı,
kurguyu, hikayeyi oynadığımı.
Gereksiz yere, dertleri,
üzüntüleri, acıları, yorgunlukları, uykusuzlukları, isyanı, yalvarışları
kendime yaşattığımı anladım.
Kısacası hayatı kendime
zehir ettiğimi anladım.
Hiç yorum yok